
Prof. Dr. Ata ATUN*
Geçtiğimiz hafta içinde toplanan Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi, yıllardır Avrupa Birliği’ni (AB) yalan yanlış beyan ve iddialarla kendi çıkarları için tepe tepe kullanan Yunanları ve Kıbrıslı Rumlarını hüsrana uğratacak bir karar aldı.
Kıbrıs konusunu ve Rumların iddialarını temelden sarsmış olan bu karardan daha önemlisi, kararın politik içeriği ve AB’nin gelecekte Türkiye ile ilgili alacağı kararlara yönelik etkileri.
Lafı uzatmadan sadede gelelim; Avrupa Konseyi Delegeler Komitesi, insan hakları konulu toplantısında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Loizidou Davası kararını tartıştı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) “tarafından mülkiyet konusunda alınan önlemleri yeterli bularak incelemenin kapatılması” yönünde bağlayıcı bir karar aldı. Konseyin gözetim ve denetim sürecinin de sonlandırıldığı bu toplantı, Rumların KKTC’de terk ettikleri toprakların geleceği ve Rum tezlerinin temelini oluşturan Titinia Loizidou konusunu da örnek teşkil edecek şekilde karara bağlamış oldu.
Rumlar ve Yunanlar bundan hoşlanmayıp telaşlansalar da bunun artık değiştirilmesi mümkün değil. Söz konusu karar politik olarak, Rum yönetiminin Loizidou kararına atıfla yıllardır iadenin gerçekleşmesi yönünde yaptığı propagandanın ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkarmakta. Hukuki olarak da tazminat ve takas seçeneklerinin mülkiyet taleplerinin karşılanmasındaki etkinliğini teyit etmekte, mülkiyet sorunlarının da sadece KKTC’de kurulu Taşınmaz Mal Komisyonunda (TMK) çözülebileceğini, AİHM’e gerek olmadığını vurgulamakta.
Buraya kadar olan konu, Rumların 1871 yılında Kıbrıs adasının İngiliz yönetimine girmesi sonrasında tapuda yaptıkları sahtekarlıklarla ele geçirdikleri Osmanlı vakıf malları sanki kendilerininmiş gibi davranarak, sahibi olduklarını iddia ettikleri mülklerinin geleceği ile ilgili.
Asıl önemlisi bu kararın politik yönü. Avrupa Konseyi Delegeler Komitesinde söz konusu kararla ilgili yapılan oylamada:
25 ülke KKTC’nin uluslararası hukuka uygun bir mülkiyet rejimi tesis ettiği lehinde oy kullanırken, sadece 5 ülke aleyhte oy kullandı. Merak edenler için o ülkeleri de yazalım: Güney Kıbrıs, Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan, Ermenistan.
46 üyeli komitenin 25 üyesinin (yaklaşık yüzde 55) Türkiye’nin “KKTC, uluslararası hukuka uygun bir mülkiyet rejimi tesis etmiştir” iddiasının arkasında durması, çekimser kalan 16 ülke arasında da Avusturya ve Fransa gibi her fırsatta Türkiye aleyhine girişimlerde bulunmaktan çekinmeyen, AB’nin önde gelen ülkeleri sayılan devletlerin bulunması çok önemli.
Kim nasıl okur bilmem, ama bana göre mesaj gayet açık. Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi AB içinde eskisi gibi etkin desteğe sahip değil. AB, Türkiye’ye yaptırım uygulayarak karşısına almak istemiyor.
*Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.)
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
AB SORUNUN FARKINDA - 13.07.2023
Ata ATUN 13.07.2023 -
SORUNLARIMIZA 2013 YAKLAŞIMI
Ata ATUN 30.12.2012 -
YUNANİSTAN’IN VE RUMLARIN POLİTİK HÜSRANI - 26.09.2022
Ata ATUN 26.09.2022 -
KIBRIS MÜZAKERELERİNİN 2014 FALI
Ata ATUN 29.12.2013 -
SEÇİMİ HRİSOSTOMOS KAZANDI
Ata ATUN 17.02.2013
-
BLINKEN’S CENTRAL ASIA VISIT REINFORCES U.S. BLUNDERS IN THE REGION - THE NATIONAL INTEREST - 27.03.2023
Alex LITTLE 28.03.2023 -
NORVEÇ’TEKİ TERÖR SALDIRILARINDA BALKANLAR GÖLGESİ Dr.Erhan TÜRBEDAR
- 07.08.2011 -
THE MILITARY HISTORY OF THE OTTOMANS IS COMPLEX - THE INDEPENDENT - 01.01.2019
Edward J. ERICKSON 09.01.2019 -
BIDEN PLAYS POLITICS WITH GENOCIDE (UPDATED) - DRPATWALSH.COM - 24.04.2021
Pat WALSH 29.04.2021 -
THE GENOCIDE DEBACLE in GERMANY AND TURKEY - AN OBJECTIVE PERSPECTIVE - NEW ERA (Namibia) - 24.06.2016
Joseph DIESCHO 28.06.2016