Hürriyet Daily News (19 Mayıs 2018)
Teoman Ertuğrul Tulun*
Almanya’da 1990’lı yılların başında yabancılara karşı duyulan kızgınlığın artması, yabancılara yönelik fiziki saldırılara ve kundaklamalara yol açmıştır. Rostock-Lichtenhagen, Hoyerswerda, Frankfurt an der Oder, Magdeburg, Mölln ve Solingen gibi şehirlerde çeşitli saldırılar meydana gelmiştir. Solingen’de meydana gelen kundaklama, modern Almanya’da yapılan yabancı düşmanlığına yönelk şiddet içeren saldıraların en ciddi örneklerinden biri olarak nitelendirilmektedir. 28-29 Mayıs 1993 günü akşamı yeni- Nazi bağlantıları olan aşırı sağ gruba mensup dört genç (erkek) Alman, bir Türk ailenin Solingen’deki evini yangın bombası ile kundaklamışlar, saldırıda üç çocuk ve iki yetişkin hayatlarını kaybetmişlerdir Çocuklar dahil ondört diğer aile mensubu ciddi biçimde yaralanmıştır.
Bu saldırı birçok Alman şehrinde Türklerin gösteri yapmalarına yol açmıştır. Almanlara geçmişteki Nazi zulmünu hatırlatan bu saldırı, ulusal ölçekte gösterileri tetiklemiştir. Büyük kalabalıklar oluşturan Almanlar yeni-Nazizme ve şiddet içeren yabancı düşmanlığına karşı ortak bir tutum almışlardır. Binlerce Solingen sakini saldırıyı kınamış ve lanetlemiş, öldürülen komşularına veda etmek için biraraya gelmişlerdir. Basın haberlerine göre, Solingen Belediye Başkanı Gerd Kraimer derin bir “dehşet ve utanç” içinde olduklarını belirtmiş, bağışlanmalarını istemiştir.
Dönemin Almanya Başbakanı Helmut Kohl anma törenlerinde yer almaktan kaçınmıştır. Beş saldırı kurbanının Türkiye’de yapılan cenaze törenlerine katılmasına dair çağrıları da red etmiştir. Solingen’deki ve Köln’de yapılan daha büyük gösteride göstericiler Başbakan Kohl’a yönelik “Sayın Kohl, Yazıklar Olsun” gibi tabelalar taşımışlar ve sloganlar atmışlardır. Köln’de Türk gençleri, “Helmut, Birşeyler Yap. Bir Başka 1940 İstemiyoruz” şeklindeki bir pankartt ile taleplerini dile getirmişlerdir.
Başbakan Kohl’dan farklı olarak Köln’deki anma töreninde birçok önde gelen kişi yeralmıştır.. Almanya Cumhurbaşkanı Von Weizsacker, Parlamento Başkanı, Kuzey Ren Vestfalya Valisi, Almanya dışişleri, içişleri ve çalışma bakanları törene katılanlar arasındadır. Cumhurbaşkanı Von Weizsacker törendeki konuşmasında, Almanya’daki sağcı terörün siyasi amaçlı olduğunu ve Alman demokrasisini zayıflatmayı hedeflediğini belirtmiştir. Solingen’deki kundaklamaya ve altı ay önce Mölln’de meydana gelen üç Türk’ün hayatlarını kaybettikleri benzer bir saldırıya değinerek, “Mölln ve Solingen’deki cinayetler birbirinden bağlantısız veya tekil değildir.Aşırı sağın yarattığı ortamın sonucudur.” şeklinde konuşmuştur. Bu bağlamda, Solingen’deki kundaklamayı yapan üç saldırganın 10 yıl, diğer bir saldırganın ise 15 yıl hapse mahkum olduğunu belirtmek gerekir.
29 Mayıs, Solingen trajedisinin 25. Yıldönümüdür. O tarihte, bu acı trajedinin beş Türk kurbanını anacağız. Bu anma vesilesiyle şu can alıcı soruyu sormalıyız: Batı Avrupa’da o zamandan bugüne ne değişti? Bugünlerde Avusturya’da bir aşırı sağ parti oyların yüzde 25’ini toplayarak koalisyon hükümetinin parçası oldu. Almanya’da onlarca yıldan beri ilk kez bir aşırı sağ parti genel seçimlerde oyların yaklaşık yüzde 13’ünü toplayarak Parlamento’ya girdi. Sözkonusu partilere oy vermeyi düşünebilecek kararsız seçmenler dikkate alındığında, Avusturya ve Almanya’daki aşırı sağ partilere destek kolaylıkla o ülkelerdeki seçmenlerin sırasıyla üçte ve beşte birine yükselebilir.
Herhangi bir Batı demokrasisinde bu rakamları göz ardı etmek mümkün değildir. Buna ek olarak, Belçika, İsveç ve Fransa gibi batı Avrupa ülkelerinde ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve Müslüman karşıtlığı yükseliş içindedir. Özellikle, saldırganlık ve şiddet içeren yabancı düşmanlığı şimdi aşırı düzeylere ulaşmış ve eski tür ırkçılığın yerini almıştır. Irkçı tür ayrımcılık metamorfoza uğrayarak, halk tarafından kabul gören aşırı yabancı düşmanlığına dönüşmüştür.
Tarihçi Eric Hobsbawn 1991 yılında “yabancı düşmanlığı 20inci yüzyılın sonunda kitle ideolojisi olmuş gibi görünüyor” demişti. Gerçekten de, aşırı yabancı düşmanlığı 21inci yüzyılın ilk çeyreğinde kitle ideolojisi halini almaktadır. Avrupa’nın çirkin geçmişi maalesef içinde bulunduğumuz dönem haline gelmiştir.
*Avrasya İncelemeleri Merkezi’nde (AVİM) Analist
**Fotoğraf: http://www.hurriyetdailynews.com
Bu yazı ilk olarak Hürriyet Daily News’da İngilizce yayınlamıştır. Yazının orijinali için tıklayınız: http://www.hurriyetdailynews.com/opinion/teoman-ertugrul-tulun/remembering-solingen-the-fractious-rise-of-extreme-xenophobia-in-western-europe-132037
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
THE BALKANS: NEITHER THE BACKYARD OF EU NOR THE PLAYGROUND OF ANY COUNTRY - DAILY SABAH - 24.10.2018
Teoman Ertuğrul TULUN 31.10.2018 -
BALKANLAR: NE AB’NİN ARKA BAHÇESİ NE DE HERHANGİ BİR ÜLKENİN OYUN SAHASI - DAILY SABAH - 24.10.2018
Teoman Ertuğrul TULUN 02.11.2018 -
AVUSTURYA'NIN İLHAKI'NIN 80. YILDÖNÜMÜ: AŞIRI-SAĞ YÜKSELİRKEN AVRUPA DEĞERLERİNİN ÇİĞNENMESİ - DAILY SABAH - 04.04.2018
Teoman Ertuğrul TULUN 17.04.2018 -
WHY IS MACRON SKEPTICAL ABOUT PLAYING ODE TO JOY FOR THE BALKANS? - HÜRRİYET DAILY NEWS - 01.05.2018
Teoman Ertuğrul TULUN 02.05.2018 -
HALF-HEARTED EU ENLARGEMENT IN THE BALKANS - DAILY SABAH - 14.05.2018
Teoman Ertuğrul TULUN 16.05.2018
-
HİNDİSTAN DEMOKRASİSİ İÇİN KRİTİK YOL AYRIMI – DAILY SABAH – 02.01.2018
Teoman Ertuğrul TULUN 10.01.2018 -
ONE HUNDRED YEARS OF RELATIONS BETWEEN TURKEY AND ARMENIA - THE DIPLOMATIC OBSERVER - APRIL 2020
Alev KILIÇ 03.04.2020 -
THE DIFFERENCE BETWEEN GENOCIDE AND DENATIONALIZATION - DAILY SABAH
Tal BUENOS 18.02.2016 -
KOMEDYEN CUMHURBAŞKANI VE UKRAYNA'NIN GELECEĞI – SÖYLEDİK.COM – 24.04.2019
Deniz BERKTAY 24.04.2019 -
AZERBAIJAN GEORGIA PARTNERSHIP: WHAT NEXT? - JAMESTOWN FOUNDATION- 08.07.2019
Rahim RAHIMOV 09.07.2019