Dün Güney Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Bu güne değin gördüğüm en sönük, en heyecansız ve Kıbrıslı Türklerle Türkiye’ye en az çatılan seçim oldu. Propaganda döneminde sadece ekonomi konuşuldu, doğalgaz tartışıldı ve AB’de Türkiye’nin başlıklarının açılmayacağı dile getirildi. Eski Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides, DISI (Dimokratikós Sinayermós - Demokratik Seferberlik) adlı siyasi partiyi 1976 yılında kurmuştu. O dönemde EOKA-B’ciler Makarios’u devirmek için 1974 darbesini yaptıkları, bunun sonucunda 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye’nin adaya müdahale kararı alarak Barış Harekatını gerçekleştirdiği ve bu nedenle de Türk askerinin adaya çıkmasına, adanın kuzeyini ele geçirmesine ve Kıbrıslı Türklerin adanın kuzeyinde kendi yönetimlerini kurarak Rum egemenliği altından kurtulmalarına neden oldukları için adeta Kıbrıs Rum toplumu tarafından aforoz edilmişlerdi. Glafkos Klerides partisini kurarken, kendisi de bir EOKA’cı olduğu için Rum halkı tarafından dışlanmış EOKA-B’cileri de kucaklamış ve onları partisinde aktif görevlere getirerek hepsine sahip çıkmıştı. Nitekim çok değil 17 sene sonra bunun semeresini gördü ve Klerides’in 1976 yılında kurduğu DISI, Rum halkı tarafından dışlandığı iddialarına rağmen 1993, 1998 ve dün yapılan 2013 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de adayını en önde yarıştırarak 3. kez Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmayı başardı. Kıbrıs Rum tarafında Makarios’tan sonra Cumhurbaşkanı seçilen Sprios Kyprianou da 1976 yılında DIKO’yu (Dimokratikó Kómma, Demokratik Parti) kurmuş ve kendisi 1977 ve 1983 yıllarında, Tasos Papadopulos da 2003 yılında Cumhurbaşkanı seçilerek toplamda DIKO adayları 16 yıl Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmuşlardı. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 53 yıllık tarihine bakılırsa, EOKA’yı kurmak için 1954 yılında General Grivas’ı adaya çağıran ve EOKA’yı kurdurtan III. Makarios (Mihail Hristodulu Muskos) 1958-1977 yılları arasında 18 yıl, Spyros Kyprianu 1977-1988 yılları arasında 11 yıl, Glafkos Klerides de 1993-2003 yılları arasında 10 yıl ve Tassos Papadopulos 2003-2005 yılları arasında 5 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptı. Adayı kanaya bulayan ve Kıbrıslı Türklere 1963-1974 yılları arasında soykırım uygulayan EOKA’nın bu 4 üst düzey yöneticisi toplamda 44 yıl Kıbrıslı Rumların Cumhurbaşkanlığını yaptı. Adaya niye yıllardır barışın gelmediği ve bir anlaşmanın yapılamadığı zaten Rumların yukarıda isimleri verilen ve 53 yaşındaki sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin toplamda 44 yıl süre ile Cumhurbaşkanlığını yapmış kişilerin kimliğinden ve kafa yapılarından belli. Dünkü seçimin galibinin kim olduğu çok önemli değil. Seçimin asıl galibi Rum Ortodoks Kilisesi Başkanı Başpiskopos II. Hrisostomos. Başpiskopos Rum kilisesinin başı olmasına ilaveten “Rum Ulusal Konseyi”nin de baş Üyesi! Konsey Cumhurbaşkanı, eski Cumhurbaşkanları, Başpiskopos, RMMO Komutanı ve Mecliste temsil edilen Siyasi Parti temsilcilerinden oluşuyor. Aslında ilk kuruluş tarihi 1926 ama asıl gücünü Makarios ile kazandı. Hiçbir Rum siyasi parti lideri ve Rum Cumhurbaşkanı “Ulusal Konsey”in kararları ve çizdiği çerçevenin dışına çıkamaz. Çıkarsa, siftah aforoz edilir, siftahtan sonra da siyasi kariyerini kaybeder. Geleceği ve kaderi bu denli net ve açıktır. Her ne kadar gelmiş geçmiş Rum Cumhurbaşkanları Makarios’un 1977 yılında rahmetlik Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş ile yaptığı 1. Doruk Anlaşmasına sadık kalacaklarını ve BM kararlarında yer alan “Politik olarak eşit, İki toplumlu, iki bölgeli, iki halkın siyasi eşitliğine dayalı bir Federasyon” için müzakere yaptıklarını söylemiş iseler de, Ulusal Konseyin almış olduğu karar ve çizdiği çerçeve bu içerikten çok farklı. Ulusal Konsey, Makarios’un 1973 yılında Yeşilköy’de yaptığı konuşmada söylediği “Türkiye güçlü bir devlet olduğu için adayı silah zoru ile ele geçirmek mümkün değildir. Türkiye’yi zayıf düşene kadar bekleyeceğiz ve arkasına bir tekme de biz vurup adayı tamamen ele geçirip, Türkleri adadan süreceğiz” görüşünü benimsemiş ve müzakere çerçevesini de buna göre belirlemiştir. II. Hrisostomos’un seçimlerden 2 gün önce yaptığı açıklamada “iki devlet çözümüne imza atacak bir Helen eli yoktur” demesi boşuna değildir. Aslında sözlerinin tam çevirisi “iki eyaletli federasyon çözümüne imza atacak bir Helen eli yoktur”dur ve hiçbir zaman Rumların federasyona dayalı bir çözümü kabul etmeyeceğini söylemektedir. Anastasiadis’in seçilmesi ile değişecek hiçbir şey olmayacaktır Kıbrıs müzakerelerinde. Hiç boşuna heveslenmesin pembe gözlüklü arkadaşlar. Ata ATUN e-mail: ata@kk.tc http://www.twitter.com/ataatun http://www.ataatun.com 18 Şubat 2013
© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
ANNAN PLANI DÖNEMİNİ HATIRLADIM
Ata ATUN 31.05.2015 -
KIBRIS MÜZAKERELERİNİN 2014 FALI
Ata ATUN 29.12.2013 -
DENKTAŞ'I TANIMAK
Ata ATUN 16.01.2012 -
ERMENİ İDDİALARI NE KADAR DOĞRU?
Ata ATUN 20.11.2012 -
DENKTAŞ'I TANIMAK (1)
Ata ATUN 15.01.2012
-
ERMENİ TARİHİNİN ULUSLARARASI SİYASET BOYUTU
Tal BUENOS 01.05.2014 -
HISTORY, CYNICISM AND GUILT: A CRITIQUE OF THE ARMENIAN CAMPAIGN
Brendon J. CANNON 03.10.2016 -
GERMANY’S TEST WITH GENOCIDE - HÜRRİYET DAILY NEWS - 17.11.2017
Mehmet Oğuzhan TULUN 29.12.2017 -
THE MAJOR STUMBLING BLOCK OF THE NAGORNO-KARABAKH PEACE PROCESS
Gulshan Pashayeva 05.10.2016 -
İRAN’IN NÜKLEER TESİSİNDE PATLAMA (2/4)
Ata ATUN 31.01.2013