YENİ PAPA SEÇİLMİŞTİR
Yorum No : 2013 / 30
14.03.2013
4 dk okuma

Katolik dünyasının yeni Papa’sı seçilmiştir. Hıristiyan dünyasının sayıca çoğunluğunu oluşturan Katolik mezhebinin ruhani liderinin başında bulunduğu kuruluş ve kişiliği tüm dünyayı, bu kapsamda kuşkusuz Türkiye’yi ve Türkiye’nin bağlantı noktasında bulunduğu Avrasya’yı da yakından ilgilendiren bir gelişmedir. Türkiye-Vatikan ilişkilerinin tarihi çok gerilere gider. İlişkileri şekillendiren başlıca unsur din farkı olmakla beraber, tarih boyunca din farklılığının siyasi gerçekçilik ile nasıl mezcedilebileceğinin öğretici ve ilginç örnekleri bugün dahi akademisyenler, tarih ve siyaset bilimciler bakımından eşi bulunmaz bir zenginlik oluşturmaktadır.

Günümüzde Vatikan’ın rolü, Türkiye’nin Avrupa coğrafyası ve Avrupa kimliği üzerinde önemli bir etken oluşturmaya devam etmektedir. Vatikan’ın Avrupa Birliği’ni bir Hıristiyan birliği olarak görmek istediği sır değildir. Türkiye’nin üyelik başvurusunun ucu açık tutulmak istenmesinde bu mülahazanın da yer aldığında kuşku yoktur. İstifa eden eski Papa’nın bu konuda, Vatikan yönetiminde kardinal olarak görev yaptığı eski konumunun da etkisiyle, dogmatik olduğu, Türkiye’nin Vatikan nezdindeki Büyükelçilerinin randevu taleplerini yanıtlamadığı bilinmektedir. Regensburg konuşması bu dogmatizmin nerelere kadar ulaştığını göstermiş, daha sonra bu hatasını giderme girişimleri olumlu olmakla beraber inandırıcılıktan uzak kalmıştır.

Yeni Papa’nın seçiminde Vatikan’ın duyarlılıklarının, güncel sıkıntılarının ve dengeli geleneksel muhafazakar yaklaşımlarının dikkate alındığı gözlenmektedir. Yeni Papa İtalyan asıllıdır, doktorasını Almanya’da yapmıştır. Diğer taraftan Güney Amerika’da doğmuştur ve Katolik nufusun en yoğun ve aktif olduğu Latin dünyasını temsil etmektedir. Başlıbaşına bu nitelikler seçimin ipuçlarını vermektedir. Geldiği bölge itibarıyla, istifa eden halefinden farklı olarak, sırça köşkte oturanların komşularına taş atmamaları gerektiğini bilecek durumdadır.
Yeni Papa’nın önemli, bir ilk oluşturan özelliği Katolik mezhebi içindeki sayıca en güçlü cezvit tarikatı mensubu olmasıdır. 1534 yılında kurulan bu tarikat Vatikan nezdinde inişli çıkışlı bir çizgi izlemiş, misyonerlik faaliyeti ile tanınmıştır. Tarikatın en bilinen yönü, okullar açmak ve öğrenci sayısını artırmak suretiyle etkinliğini küreselleştirmektir. Günümüzde, Antarktika dahil altı kıtada, 112 milleti kapsayan etkinlik sürdürmekte, 3730 eğitim kurumunda 2,5 milyon öğrenciye hizmet vermektedir. Tarikatın kurucularından Francis Xavier Asya coğrafyasında, Hindistan’da ve vefat ettiği Çin’de herkesten daha fazla insanı Katolikliğe geçirme ile tanınmış ve azizlik mertebesini almıştır.

Yeni Papa keza resmi papalık ismini bir ilk olarak “Francis I” seçmiştir. Bu tercihin kaynağını, İtalya’nın koruyucu azizi, başka bir tarikatın kurucusu (fransiskaner) Asos’lu Francis’e dayandırmıştır. Katolik yayın organlarında yer alan bilgilerde, yeni Papa’nın mütevazi bir yaşamı benimsemiş, kendisini kanıtlamış bir düşünür olduğu vurgulanmakta, Arjantin’in geçirdiği ekonomik çöküntü döneminde fakirleri kollamaktaki rolünden övgüyle bahsedilmekte,küreselleşmenin dünyanın fakir halklarına yüklediği külfetin önde gelen savunucusu olduğu kaydedilmektedir. Diğer taraftan Arjantin’de askeri yönetim döneminde sesini çıkarmamakla eleştiren ve tutuklanan papazları dahi korumadığını iddia eden muhalif sesler de bulunmaktadır.

Yeni Papa’nın Lobi gruplarından ve siyasi rüzgarlardan etkilendiği yönünde bir işaret de Buenos Aires’te yönettiği bir ayinde Ermeni iddialarına yer vermesi olmuştur. Oysa kısa bir süre önce yapılan bir Katolik başrahipler toplantısında sözcü başrahibin Vatikan arşivlerinde Osmanlı dönemiyle ilgili bir milyon civarında belge bulunduğunu,bunların arasına 1915 zorunlu tehcirinin Ermenilerin iç sorunlarından kaynaklandığını belirten belgeler de bulunduğunu söylediğinin basında yer aldığı hatırlanacaktır. Kutsal görevini devraldığında dünyada kardeşlik bağlarını geliştirme vadinde bulunan yeni Papa’nın evrensel barış ve bir arada yaşama yönünde atabileceği adımlar Türkiye’de somut beklentiler ile izlenecektir.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten