GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ’NİN SAVUNMA MAKSADINI AŞAN SİLAHLANMA FAALİYETLERİ
Yorum No : 2019 / 48
18.06.2019
5 dk okuma

Bir süredir Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) savunma maksadını aşan silahlanma faaliyetleri hızla artmakta olup, bölgede ağır bir tehdit unsuru oluşturmaktadır. Kıbrıs Adası’nı adeta bir silah deposuna dönüştürme çabası içerisinde olan Rum Yönetimi pervasızca bu faaliyetlerine hızla devam etmektedir.

Rum Yönetimi, sadece bu yıl içerisinde, Sırbistan ve Almanya’dan ağır silahlar, Fransa’dan da iki adet açık deniz gemisi almak suretiyle kara ve deniz gücünü artırmaktadır. Bu kapsamda, GKRY, Sırbistan’dan sekiz adet devriye, keşif, personel taşıma ve ambulans olarak kullanılabilen Milosh BOV M16 4x4 zırhlı savaş taşıtı (TOMA) ve yirmi dört adet 155’Iik NORA B-52 çekili top, Almanya’dan kırk bir adet Leopard 2A4 tipi tank alınması konusunda anlaşmalar yapmıştır.

Silahlanma faaliyetleri devam ederken, geçtiğimiz hafta GKRY ve Fransa arasında GKRY’nin donanma kabiliyetini güçlendirmek ve iki ülke donanmasının ortak çıkarma hizmet etmek maksadıyla genişletilmiş stratejik işbirliğine yönelik bir niyet mektubu imzalanmıştır. GKRY, bu mektup marifetiyle Fransa'ya daimi deniz üssü tahsis etmeye hazırlanmaktadır.

Bilindiği üzere, Fransa ve GKRY arasında güvenlik işbirliğini güçlendirmek amacıyla bir savunma anlaşması bulunmaktadır ve bu anlaşma sürekli olarak geliştirilmekte ve bu kapsamda GKRY silah alımını ve askeri potansiyelini hızla artırmaktadır.

Basın haberlerine göre, imzalanan metin dokuz madde içermekte olup, bunlar şöyledir:

1) Deniz üssünün yüksek operasyonel menzilli bir üsse dönüştürülmesi,

2) Deniz üssünün geliştirilmesiyle ilgili incelemeler ve planlar tamamlandıktan sonra bunun altı ay içerisinde operasyonel hale getirilmesi,

3) PESCO işbirliği çerçevesinde Doğu Akdeniz’de operasyonda bulunacak ve demir atacak Fransız deniz kuvvetlerinin gereksinimlerinin bütünüyle karşılanması,

4) Fransa’nın bölgedeki daimi varlığının garanti altına alınması,

5) GKRY’nin operasyonel altyapılarının bölgede faaliyet gösteren Fransız deniz kuvvetleri için uygulanabilir bilgi gücü olarak kullanılması,

6) Fransa’nın, donanmasına hizmet verecek Mari’deki deniz üssünün altyapısının geliştirilmesine ekonomik olarak katkıda bulunması,

7)  Fransız deniz kuvvetlerinin, Türkiye tarafından Total şirketinin araştırma faaliyetlerinin engellenmesine yönelik herhangi bir çabayı göğüslemesi,

8) GKRY’nin deniz kuvvetlerinin modernizasyonu ve güçlendirilmesi,

9) Avrupa veya ortak faaliyetler çerçevesinde iki ülke silahlı kuvvetlerinin işbirliği ve eğitiminin sağlanması.

Bu verilerden de anlaşılacağı üzere bahse konu adımlar savunma maksadını fazlasıyla aşan bir nitelik göstermektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve hemen yanı başında bulunan Türkiye Cumhuriyeti'ni adeta hedef alırcasına artan silah alımı ve silahlanma girişimleri tehditkâr bir nitelik taşımakta olup, iki taraf arasında güven tesis edilmesine engel teşkil eden kışkırtıcı adımlardır. Bu kapsamda, Fransa'nın Türkiye'ye karşı sergilediği ve müttefiklikle asla bağdaşmayan yedinci maddede ifadesini bulan tutumu dikkat çekicidir. 

Tüm bunların yanısıra, GKRY diplomatik ve siyasi bağlamda da girişim yaparak, adadaki barış ve istikrar ortamının gerilime dönüşmemesi için GKRY’ne 1987 yılından bu yana ABD tarafından uygulanmakta olan silah ambargosunun kaldırılmasını talep etmektedir. ABD Kongresi’nde, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların çıkarlarını savunmak için seçildikleri ilk günden beri büyük uğraş veren Senato ve Temsilciler Meclisi üyeleri GKRY’ne uygulanan silah satış yasağının kaldırılmasını da içeren yasa tasarısını ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi ve ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesine sunmuştur.

Kıbrıs Rum yönetiminin silahlanma faaliyetleri, Rum liderliğinin adanın geleceğine ilişkin gerçek niyetini ortaya koymakta ve uzun zamandır karşılaşılmamış düzeyde düşmanlık içermektedir. Bu noktada, Kıbrıs Rum yönetiminin çok geç olmadan bu faaliyetlerini durdurmasında bölge güvenliği açısından fayda olacaktır.

Savunma amacını aşan tüm bu alımların ve yandaş toplama girişimlerinin ne maksatla yapıldığı ve Kıbrıs Rum yönetiminin esasen neyi murat ettiği sorgulanmalıdır. Bu yaklaşımı şiddetle kınıyor ve bu girişimlere yandaşlık yapan ve destek veren kişi, kurum ve ülkeleri itidal içinde ve sağduyuyla hareket etmeleri yönünde çağrıda bulunmayı görev addediyoruz.

Bu girişimler bölgesel barış, güvenlik ve istikrara hizmet etmeyeceği gibi savaş çığırtkanlığı yapmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Kıbrıs Rum yönetimi ve destekçilerinin silahlanma çabaları yerine Kıbrıs meselesine kalıcı ve adil bir çözüm yönünde yapıcı adımlar atması gerekmektedir. Aksi takdirde, Kıbrıs Rum yönetiminin bu menfi tutumu nedeniyle ne bölgesel ne de küresel huzur ve istikrar mümkün olacaktır.

Bu vesileyle, Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanagelen haksız izolasyon ve adaletsiz yaklaşımların bir an önce kaldırılması gerektiği ortadadır. Bu açıdan, Kıbrıs adasına adil ve kalıcı bir barışın gelmesi için bir an önce sağduyulu ve işbirliğine yönelik adımların atılması doğru olacaktır.

 

 

 

 


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten