ERMENİSTANIN ÇIKARLARI NEREDEDİR? ABD-RUSYA GERİLİMİ EKSENİNDE ERMENİSTAN’IN KONUMU HAKKINDAKİ TARTIŞMA
Yorum No : 2018 / 35
18.04.2018
13 dk okuma

Ermenistan’ın parlamenter sisteme geçişinin ardından, Serj Sarkisyan’ın başbakan olarak iktidarını devam ettirme isteği üzerine tartışmalar Ermenistan iç siyasetindeki yankılarını sürdürüyor. Diğer yandan, son günlerde giderek artan ABD-Rusya gerilimi ise Dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor. İki süper güç arasında yükselen tansiyonun doğurabileceği küresel boyuttaki sonuçları  göz önünde bulunduran bazı uzmanlar, içinde bulunduğumuz dönemi Soğuk Savaşla kıyaslıyor. Böyle gergin bir ortamda, bölgesel aktörlerin olaylara tepkileri de merak uyandırıyor.

Ermenistan’ın, ABD-Rusya gerilimi çerçevesinde verebileceği tepkinin de bu çerçevede ele alınması gerekmektedir .. Şöyle ki, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Azerbaycan ve Türkiye’yle ilişkilerini bir türlü normalleştiremeyen ve bu yüzden de, uluslararası projelerden dışlanarak, izole bir şekilde varlığını sürdürmeye çalışan Ermenistan’ın güvendiği tek sığınak olarak Rusya’yı görmesi şaşırtıcı değildir. Nitekim Ermenistan’ın ekonomik ve askeri zayıflığına rağmen içinde bulunduğu izolasyon halinden çıkmak için çaba göstermemesi ve Güney Kafkasya’da ‘sorun çıkaran’ devlet olarak kalmakta ısrar etmesi Rusya’dan aldığı destek ve güvenceden ileri gelmektedir.

Aslında, tüm bu hususlar göz önünde bulundurulursa, ABD-Rusya geriliminde Ermenistan’ın hangi safta yer alacağı öngörülebilir. Hâlbuki, 10 Martta Financial Times’ın ”Mektuplar” bölümünde, Ermenistan’ın Hindistan’daki Büyükelçisi Armen Martirosyan’a ait bir mektubun yayınlanması ve akabinde bu mektubun Ermenistan’ın önemli medya kuruluşlarından olan Mediamax’ın patronu Ara Tadevosyan tarafından yorumlanması, düşünülenin aksine Ermenistan’ın tuttuğu safla ilgili soru işaretlerinin olduğunu gösteriyor. Hem Martirosyan hem de Tadevosyan’ın Ermenistan’ın çıkarlarını tanımlarken birbirinden çok farklı görüşler ortaya koymaları ve aralarındaki tartışma,  aslında Ermenistan’ın çıkarlarının tanımlanması sürecinin, özellikle son dönemde,ne kadar sorunlu hale geldiğinin bir göstergesidir. . Bu sebeptendir ki, ‘Ermeni çıkarları nerededir?’ sorusuna cevap bulmak için bu iki Ermeni yazar -Martirosyan ve Tadevosyan - arasında bu günlerde patlak veren tartışmayı ayrıntılı bir şekilde irdelememiz faydalı olacaktır.

Ermenistan’ın Hindistan’daki Büyükelçisi Armen Martirosyan, Financial Times’da yayınladığı, yukarıda bahsi geçen mektubunda, ABD Devlet Başkanı Donald Trump’ın yeni atanan Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’la ilgili, Birleşik Milletler’in New York’taki genel merkezinde, 13 yıl öncesine dair bir anısını anlatıyor. Büyükelçi mektubunda John Bolton ile aynı dönemde BM’de Daimi Temsilcilik yaptığını ifade ediyor. Martirosyan, Bolton’la tanışmalarının, BM Genel Kurulunda İran’la ilgili önergeye Ermenistan’ın verdiği olumsuz oyun Amerika’nın beklentilerini karşılamaktan uzak kaldığı bir döneme denk geldiğini açıklıyor. Bunun üzerine Bolton’un kendisiyle görüşmek istediğini belirten Martirosyan, Bolton’un İran’la ilgili konuda ‘hayır’ cevabını asla kabul etmediğini vurguluyor. Martirosyan görüşmenin hemen başında Bolton’a haritada Ermenistan’ın komşularını göstererek, Ermenistan’ın BM Genel Kurulundaki oyunun nedenlerini açıkladığını belirtiyor.

Martirosyan Amerikan temsilcinin bu görüşmeden memnun ayrıldığını belirterek, Bolton’un makul kararlar verebilen bir kişiliğe sahip olduğunu vurguluyor. Ermenistan’ın Hindistan’daki Büyükelçisi, günümüzde yeni Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevini sürdürürken John Bolton’un ‘potansiyel muhataplarının’, onun yapıcı diyaloğa açık, rasyonel bir birey olduğunu göz önünde bulundurmaları gerektiğini de ekliyor.

Büyükelçi Armen Martirosyan, Financial Times’a yazdığı mektupta, 13 yıl önce şimdiki Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’la yaptığı bu görüşmeden bahsederken hem kendi diplomatik başarısını, hem de John Bolton’un rasyonel kişiliğini vurgulamak istemişse de, başarılı olamamıştır. Nitekim mektupta kullanılan bazı ifadeler (“Bolton ‘hayır’ı cevap olarak kabul etmeyecekti”), bir BM temsilcisinin diğerine neredeyse ‘hesap verircesine’ bir açıklama yaptığını, dolayısıyla Ermeni diplomasisinin zayıflığını göz önüne seriyor. Aynı zamanda, Martirosyanın Amerikan temsilcisine bölgesel çatışmalar üzerine verdiği brifing sonrası John Bolton’un kararını değiştirmesi de Danışmanın bölgeyle ilgili bilgilerini sorgulamamıza neden oluyor.

Mektubun yayınlanmasının ardından “Ermenistan’ı savunalım, John Bolton’u değil[1]” başlıklı makalesiyle Mediamax’ın patronu Ara Tadevosyan, tam da buna benzer konuları gündeme getiriyor. Tadevosyan makalesinde Büyükelçi’ye bir takım sorular yönelterek, böyle bir mektubun yazılmasından Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’nın haberdar olupolmadığını sorguluyor. Tadevosyan, Dışişleri Bakanlığı’ndan habersiz, bir diplomatın kendi çıkar ve hırsları için devletin adını kullanmasını doğru bulmadığını belirtiyor.

Büyükelçiye yöneltilen bir  diğer soruysa, mektubun 13 yıl sonra neden böyle manidar bir zamanda – ABD ve Rusya arasında Suriye’de patlak veren kriz döneminde – yazıldığıdır. Tadevosyan, bu mektubun yazılma nedenini ve yayınlanmasının mevcut gerilime nasıl bir katkıda bulunacağını da makalesinde inceliyor.

Mediamax’ın patronu makalesinin devamında, Büyükelçi’nin yazdığı mektupta Ermeni diplomasisiyle ilgili gizli kalması gereken, utanç verici açıklamalarda bulunduğunu ima ederek, diplomatik sürecin iç mekanizmasının bütün dünyaya ilan edilmesini yanlış bulduğunu belirtiyor. Tadevosyan yazısında Martirosyan’ın Bolton’un muhatabından ”hayır” duymak istememesini yazmakla ne ifade ettiğini anlamlandıramadığını da vurguluyor. Ayrıca, Tadevosyan Bolton’un bölgeyle ilgili bilgileri Ermeni diplomattan öğrenerek, agresif tavırlarından vazgeçmesini de büyük şaşkınlıkla karşılıyor. Yani, Tadevosyan’a göre, Büyükelçi Bolton övülürken aslında onun bölge ile ilgili bilgisizliği vurgulanarak Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanı kötü duruma düşürülüyor.

Makalenin son kısmında ABD’in yeni Ulusal Güvenlik Danışmanının övülerek anlatıldığı mektubun amacı ve Martirosyan’ın Bolton’un ”potansiyel muhataplarına” müracaatının sebebi sorgulanmıştır. Bu makalede Tadevosyan Ermenistan’ın Hindistan Büyükelçisi Martirosyan’ın ABD-Rusya geriliminde Rusya’nın Bolton’un ”potansiyel muhatabı” olduğunu göz önünde bulundurarak Rusya’ya uyarıda bulunmasının nedenini öğrenmek istemiştir. Mediamax’ın patronu makalesinde, Büyükelçi’yle dalga geçercesine mektubun gereksizliğini vurgulamış ve Ermenistan’ın diplomatının işinin Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanını değil de, ermeni çıkarlarını korumak olduğunu belirtmiştir.

Büyükelçi Martirosyan’ın yazdığı mektubu ve Mediamax’ın patronu Tadevosyan’ın yorumlarını incelediğimizde, hem Ermeni diplomasisindeki mevcut çatlaklara, hem de Ermeni diplomatlarının büyük güçlerin temsilcileriyle ilişkilerinde yaşadıkları kafa karışıklığına şahit oluyoruz. Aslında Ermenistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Armen Sarkissian’ın da diplomasi kökenli olduğu, diplomat olarak çalıştığı dönemlerde kurduğu ilişkiler üzerine sonradan iş dünyasına atılması ve tekrar politikaya geri dönüş yapması bu ülkede diplomatlara has olduğu gözlenen iş dünyası, siyaset, bürokrasi arasında mekik dokumak trendine verebileceğimiz örneklerden biri olabilir.

Sonuç olarak, her iki yazıda da Ermeni çıkarlarından bahsedilse de, zıt çıkar ve düşünceleri benimsemiş Ermeni aydınlarını görüyoruz. Ermenistan’ın içinde bulunduğu durumun vahameti ve Ermeni diplomasisinin zayıflığı, Martirosyan’ın kendini övme amacıyla yazdığı mektupta açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Diğer taraftan Büyükelçi’nin mektubunu eleştirmek amacıyla Tadevosyan tarafından yazılan makalede ”büyük abiden” duyulan tedirginlik, ”potansiyel muhataplar” kavramı üzerinde yoğunlaşmasından açıkça seziliyor. Ermenistan’ın yanlış politikalar nedeniyle kendini düşürdüğü bu durumun sonucu olarak da normalde diplomat ve gazeteci arasında olması beklenen entelektüel tartışma komik bir diyaloğa dönüşerek, Ermeni çıkarlarının aslında nerede olduğu sorusunu cevaplamamızı da zorlaştırıyor.

 

Ara Tadevosyan ,“Ermenistan’ı savunalım, John Bolton’u değil” başlıklı makalenin Türkçe çevirisi;

‘20 yıldır ki Ermenistan dış politikasını içeren haberleri yayınladığım için gerektiğinde ülkenin diplomatik başarılarını övmek ve kusurlarını eleştirmek için sebebimin olduğunu düşünüyorum. Ama 10 Martta Financial Times’ın ‘Mektuplar’ bölümünde gördüğüm yazı beni fazlasıyla şaşırttı – ve hiç de iyi olmayan bir şekilde.

Ermenistan’ın Hindistan’daki Büyükelçisi Armen Martirosyan bu mektubu yayınladı;

‘2005 yılında Ermenistan’ın BM’de daimi temsilcisi olduğum zaman ABD’in o zamanki BM temsilcisi Bolton’un BM Genel Kurulunda İran karşıtı önergeyi nasıl agresif bir tavırla savunduğunun bizzat şahidi olmuştum. Oylamada Ermenistan’ın İran’a karşı tutumu Amerikan beklentilerini karşılamadığı için Amerikan temsilciliği Sn. Bolton’un bizimle buluşmak için acil talepte bulunduğunu ifade etti. Durum çok açık ve netti, Sn. Bolton ‘hayırı’ cevap olarak kabul etmeyecekti ve yüzden de bu olay alışılmamış çözümler gerektiriyordu. Kısa karşılamadan hemen sonra Ermenistan haritasını masanın üzerine serdim ve bu görsel yardımla Sn. Bolton’a bölgedeki karışıklıklardan bahsederek onu BM’deki duruşumuzun ne kadar haklı olduğuna inandırmayı başardım. Sn. Bolton çıkmadan önce Churchill’in en sevdiği Ararat konyağından bir yudum aldı ve bu bizim anlaşmamızın göstergesi oldu. Benim Sn. Bolton’un bütün potansiyel muhataplarına önerim onun rasyonel birey olduğunu unutmadan, yapıcı diyaloğa ve yeni bilgilere açık olduğunu bilmeleridir.’

Bu mektupta yanlış bulduğum birçok konunu aşağıda özetliyorum;

Bu mektup neden yazılır? Ermenistan’ın Hindistan’daki büyükelçisi bir Amerikan diplomatını İngiliz gazetesinde neden ‘savunur’? Bence, büyükelçi mektubu yazmadan önce Ermenistan Dış İşleri Bakanına bu konuyu danışmamıştır. Eğer öyleyse Sn. Martirosyan şahsi girişimleri için ülkemizin ismini kullanmıştır.

Sn. Martirosyan’ın 13 yıl önce John Bolton’la kısa bir görüşme yapması güzel bir olay ama neden bunu şimdi ABD ve Rusya arasındaki ilişkilerin kötüleştiği zaman hatırlıyor ve Martirosyan’ın ‘kahraman’ mektubunun bu süreçte ne rolü var?

‘Sn. Bolton ‘hayırı’ cevap olarak kabul etmeyecek’ cümlesi ne anlama geliyor? O zaman Sn. Bolton da, Sn. Martirosyan gibi BM’de kendi ülkesinin temsilcisiydi ve Amerikan çıkarlarını korumak onun işiydi. Cevabın ‘evet’ ya da ‘hayır’ olmasıysa onun problemiydi. Amerika bir süper güç, ama eğer Amerikan büyükelçisi karşı taraftan ‘hayır’ duymak istemiyorsa ve bu sebepten alışılmamış çözümler kullanacaksa bu diplomatik sürecin iç çalışmasıdır ve bu sebepten de bütün dünyanın bilmesine gerek yoktur. Bu mektuptan şöyle anlaşılabilir ki, Ermeni büyükelçileri ABD veya başka büyük devletlerin büyükelçileri ile görüşleri zamanı kafaları karışık oluyorlar.

Sn. Martirosyan belli ki Sn. Bolton’u övmek istemiş, ama tamamen zıt bir sonuç elde etmiş. Mektuba dayanarak diyebiliriz ki, Amerikan üst düzey yetkili bölgedeki sorunlardan harita olmasaydı haberdar olmayacaktı, bu gerçekten böyle mi?

Ben gerçekten Martirosyan’ın hangi amaçla bu mektubu yayınladığını anlamlandıramıyorum. Bu ABD Milli Güvenlik Danışmanının savunmaya ihtiyacının olduğu anlamına mı geliyor? Eğer amaç eski bir ‘arkadaşa’ destek vermekse, özelden bir mektup yeterli olabilirdi. Eğer şimdiki Rusya-ABD gerilimini göz önünde bulundurursak sn. Martirosyan’ın belirttiği gibi Ruslar Bolton’un ‘potansiyel muhatapları’ arasında olacaklar. Onlar gerçekten de stratejilerini Ermenistan’ın Hindistan’daki Büyükelçisi Armen Martirosyan’ın Bolton’la yaptığı görüşmelere dayanarak verdiği öneriler üzerinde mi oluşturacaklar?

Konu büyükelçinin şahsı değil. Problem şu ki, biz bazen unutuyoruz ki, bizim kendi amaç ve hırslarımız için zaten bin bir sorunla boğuşan bir devleti tehlikeye atma hakkımız yoktur. Bütün vatandaşlar ve tabi ki de Ermenistan Cumhuriyetinin büyükelçileri muhafazakâr John Bolton’u değil de, kendi ülkemizi korumaları lazım.

P.S. Bu hikayenin en güzel tarafı yazıda ‘Ararat’ konyağının reklam edilmesiydi.’’’

 

 


[1] Tadevosyan, Ara. "Defend Armenia, Not John Bolton." Mediamax.am. Nisan 12, 2018. http://www.mediamax.am/en/column/12822/.


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten