AGOS VE “ARARAT” VURGUSU
Yorum No : 2018 / 77
11.10.2018
3 dk okuma

Türkiye’nin Ermeni cemaatinin yayınlarından birisi olan ve çoğunlukla Türkçe yayın yapan Agos gazetesi, kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinden bu yana Ermeni diasporasının fanatik mensuplarının söylemlerini giderek daha fazla benimsemeye başlamıştır. Bu dönüşüme verilebilecek örneklerden bir tanesi de gazetede yayınlanmakta olan “Ararat'ın Öte Yanı” başlığına sahip yorum yazılarıdır.[1] Bu yazılarda Ermenistan’daki güncel siyasi gelişmeler ele alınmaktadır. Yazılarla ilgili sorun başlıkla ilgilidir, zira bu Türkçe yazılarda “Ağrı” ismi kullanılmak yerine bu ismin Ermenice karşılığı olan “Ararat” kullanılmaktadır. Bir şeyin (bu bağlamda Türkiye’deki bir dağın) Türkçe yerine başka bir dildeki isminin kullanılmasının pek bir anlam ifade etmediği düşünülebilir, ancak isimlerin insanlar ve toplumlar üzerinde güçlü psikolojik etkileri olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Ağrı Dağı’nın Ermeni etnik milliyetçi söyleminde önemli bir yeri bulunmaktadır (Ağrı Dağı’nın Ermenistan başkenti Erivan’dan çok etkileyici bir görünüme sahip olduğu da unutulmamalıdır). Hatta bazı anlatımlara göre Ağrı Dağı, Ermeni halkının en önemli simgelerinden birisidir. Dolayısıyla Ağrı Dağı ve bu dağı kapsayan “Batı Ermenistan” bölgesi (Türkiye’nin doğu kısımlarına Ermeni etnik milliyetçilerinin verdiği isim), milliyetçi kesimler açısından gelecekte mutlaka “geri alınması” gereken yerlerdir. Oysa Anadolu toprakları Türk yurdudur. Türklerin yaşadığı bu toprakların komşu bir ülke tarafından sahiplenilmesi ve “geri alınmasının” istenmesi, gerçeklerden kopuk bir zihniyetin sağlıksız bir hayal ürünüdür.

Öte yandan belirtilmesi gerekmektedir ki Ağrı Dağı ve Anadolu’nun tüm toprakları, Ermeni kökenli olanlar dahil her Türk vatandaşının ortak mirasıdır.

Dolayısıyla Agos gazetesinin Türkçe yayınında “Ağrı” ismini kullanmak yerine Ermenice karşılığı olan “Ararat” ismini ısrarla vurgulaması Türkiye’nin ortak mirası olan bir olguyu reddetmekte, bunun yerine Türkiye dışındaki bazı fanatik Ermeni kesimlerin ayrıştırıcı ve yıkıcı söylemlerine işaret etmektedir.

Bu fanatik zihniyet ve temsil ettiği tehlike hafife alınmamalıdır, zira bu zihniyet en yüksek kademelerde bile karşılık bulmaktadır. Örnek olarak Ermenistan’ın eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 2011’de gençlerle yaptığı bir etkinlik sırasında “Batı topraklarımızı [Doğu Anadolu/”Batı Ermenistan”] Ağrı Dağı’yla birlikte geri alabilecek miyiz?” sorusuna şu yanıtı vermiştir:

“Bu sizin neslinize bağlı. Mesela benim nesil üzerine düşen görevi başarıyla yerine getirdi. 90’lı yıllarda vatanımızın parçası Artsah’ı [Azerbaycan’a ait Dağlık Karabağ bölgesini] düşmanın elinden kurtardık. Her neslin bir görevi vardır. Siz de ileride bizim gibi görevinizi yerine getirip getirmeyeceğiniz birlik ve beraberliğinize bağlıdır…”[2]

Türkiye’nin komşusu olan bir ülkenin cumhurbaşkanın Türkiye’ye ait olan topraklarla ilgili sarf ettiği bu sözler, Türkiye dışındaki bazı Ermeni kesimlerin Türkiye’ye yönelik düşmanca tavrını gözler önüne sermektedir. Agos, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde “Ararat” vurgusuyla bu düşmanca tavrı benimseyenlerle aynı saflarda yer almaktadır.

 


[1] En son örneği için bakınız: Alin Ozinian, “ARARAT'IN ÖTE YANI/ Paşinyan’dan taktik istifa,” Agos, 3 Ekim 2018, http://www.agos.com.tr/tr/yazi/21346/ararat-in-ote-yani-pasinyandan-taktik-istifa

[2] Nerdun Hacıoğlu, “Karabağ’ı biz aldık Ağrı’yı size bıraktık,” Hürriyet, 26 Temmuz 2011, http://www.hurriyet.com.tr/gundem/karabag-i-biz-aldik-agri-yi-size-biraktik-18338718


© 2009-2024 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır

 



Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten