DİYASPORANIN SON NUMARASI 'THE PROMISE'
Paylaş :
PDF İndir :

26.05.2017


26 Mayıs 2017

Aydınlık

VEYSEL BOĞATEPE

 

Nisan’da Türkiye’de gösterime gireceği duyurulan filmden henüz ses seda yok ama dolaşıma sokulan fragmanlar, soykırım propagandası güttüğünün açık göstergesi

 

Tarihi belgelerle yüzleşmeye ve arşivlerini açmaya yönelik çağrılara kulaklarını tıkayan Ermeni diasporası “tanınma, tazminat, toprak” taleplerini kapsayan iddialarını propagandaya dönüştürerek sürdürüyor. Özellikle de nefreti sıcak tutarak istikrârlı bir fon akışı sağladıkları lobi faaliyetleri için masraftan kaçmıyorlar. Lobinin ana finansörlüğünü ise ABD ve İsrail gibi küresel güçlerin ardındaki milyarder David Rockefeller’den sonra dünya zenginler listesinde ikinci sırada yer alan Kirk Kerkorian üstleniyor.

Kerkorian’ın yapım şirketi Survival Pictures, geçmişte bire bir örnekleri bulunan aynı hikâyeyi, The Promise (Söz) adıyla yeniden filme aldı. Galasının 25 Nisan’da ve ABD’de yapılmasındaki amaç ise, “başkan seçilirsem Ermeni soykırımını tanıyacağım” diyen Donald Trump’a söylemini tekrar ettirmekti. Ancak Trump da tıpkı Obama gibi “soykırım” yerine “büyük felaket” diyerek geçiştirdi.

SLOGAN PROPAGANDALAR

Nisan’da, Türkiye’de vizyona çıkacağı duyurulan filmden henüz ses seda yok ama dolaşıma sokulan fragmanlar, konusunu özetlemeye yeterli. Geriye ise araya tıkıştırılmış ve dramatize edilmiş kurgusal aşk kalıyor. Fragmanlarda, “ Ülkelerin yüzde 85'i halen soykırımı tanımıyor” diye başlayan propaganda, İnsan Hakları Avukatı, Soykırım Enstitüsü yetkilileri ve oyuncularla yapılmış kısa röportajlarla sürüyor. Avukat Geoffrey Robertson, 1915 tehcirinin uluslararası suç olduğunu iddia ederken, Enstitü üyelerinden Israel Charney ise birçok hükümetin önceden taahhüt etmesine rağmen soykırımı reddettiğini dile getiriyor. Charney’in bu söylemi, diasporanın ve filmin amacını ifşa etmeye yetiyor.

Yönetmen Terry George’nin ana fikir olarak belirlediği “1915’te 1,5 milyon Ermeni öldürüldü” yavesinin yanı sıra filmin, “soykırımın imha tarihine örnek olduğunu, özellikle de hiç söylenmeyenleri söylediğini” iddia etmesi tam anlamıyla bir durum komedisi. Oysa soykırım yalanının temelini aynı iddialar oluşturmakla beraber daha önce çekilen “Geceyarısı Ekspresi” ile “Ararat” filmlerinin de ana fikri aynıydı. Fakat toplumsal algı oluşturmak için finalde kullandığı, “Ermeni soykırımının tanınması gerektiğini düşünüyorsanız The Promise’yi izleyin” şeklindeki taraflı yönlendirmesinden, soykırım yalanını apaçık savunduğunu söyleyebiliriz.

BU FİLMLERİ ÇOK GÖRDÜK

Hikâyenin kaynağını ise Yahudi asıllı, Avusturyalı yazar Franz Werfel’in 1933’te yayınlanan “Musa Dağında 40 Gün” adlı kitabı oluşturuyor. Aynı isimle 1980’de filme uyarlanan kitap, 2015’te “Portakal Uykusu” adıyla belgesele aktarılmıştı. Sözün bittiği noktaya gelmiş olmalılar ki, Musa Dağı hadisesini bu defa The Promise (Söz) olarak bir kez daha propaganda malzemesine dönüştürdüler. Tamamen kurgusal bir hikâyeden ibaret olan ve Musa Dağ’ında yaşanan olayları konu edinen filmde, vergi borcunu ödemeyen 7 Ermeni köyünün silahlı isyanına ve ardındaki Fransız misyoner gerçeğine değinilmediği gibi, “Osmanlı’nın zulmünden kaçış” şeklinde çarpıtılmış. Hedef konu Türkiye olmasına rağmen filmin tamamı Portekiz, İspanya ve Malta’da çekilmiş.

Ve son söz: BM’nin 1948 soykırım sözleşmesine göre soykırım suçunun işlendiğine karar verecek olan, eylemin yapıldığı ülkenin yetkili mahkemesi ile Uluslararası Adalet Divanı’dır. Demek ki, konunun hukuki düzlemde tartışılıp sonuca bağlanmasının dışında başka yol ve seçeneği yoktur. Soykırım propagandasına, yalana uluslararası alanda belgelerle verilmiş en somut yanıt ise kuşkusuz Doğu Perinçek lehine sonuçlanan “Perinçek-İsviçre” davasıdır.

The Promise (Söz)

Yapım: Survival Pictures

Yapımcı: Mike Medavoy, William Horberg

Yönetmen : Terry George

Senaryo: Terry George, Robin Swicord

Tür: Tarihi, Kurgu

Ülke: ABD / İspanya

Dil: İngilizce, Fransızca, Almanca, Ermenice

Vizyon tarihi: Nisan 2016 (Avrupa)

Oyuncular: Christian Bale, Oscar Isaac, Charlotte Le Bon, Angela Sarafyan, Jean Reno

 




Henüz Yorum Yapılmamış.

Kaynaklar:

Analiz
Yorum
Blog
Rapor
Bülten